Forumtagram Genel Forum Sitesine Hoş geldiniz!

Foruma Üye Olmadan, Konu açamaz, Yorum yapamaz ve Üyelerimizle Etkileşimde Bulunamazsınız. :)

Üye Ol!

4 Ünlü Antik Hayalet Hikayesi

Katılım
6 ay 20 gün
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
2,250
Konum
TR-GB

1- Londra Kulesi’nin Beyazlı Kadını: Anne Boleyn mi, yoksa hırsız mı?

Beyaz Leydi, Londra Kulesi’nde görüldüğü iddia edilen bir hayalettir ve St. Peter ad Vincula şapeline musallat olduğuna inanılmaktadır. Antik efsaneye göre Beyaz Leydi bir zamanlar haksız yere bir suçla itham edilen ve Londra kulesinde idam edilen bir kadın olduğu söylenir.

Xh8YCC.png


Beyazlı kadının kökenine dair çeşitli hikayeler vardır; bunlardan biri, haksız yere Kraliçe’nin dairesinden hırsızlık yapmakla suçlanan ve masum olmasına rağmen idam edilen genç bir kadın hakkındadır. Başka bir hikâyede ise Beyazlı kadının 1536’da Ule’de idam edilen ve sürekli beyaz giymesiyle tanınan Anne Boleyn olabileceği öne sürülüyor.

Bu hayalet genellikle uzun saçlı, uzun bir elbiseyle dolaşan sakin ve güzel bir kadın olarak tanımlanır. Pek çok kişi onu şapel sunağında diz çökerek dua ederken gördüğünü iddia ediyor.

Beyazlı kadının varlığını destekleyen tarihsel kanıtların bulunmamasına rağmen efsanesi hala son derece popüler. Bugün bile, Londra Kulesi’ne gelen ziyaretçiler ve turistler koridorlarda dolaşan hayalet figürünü gördüklerini bildiriyorlar.

2- Roma İmparatoru Hadrianus’un Hayalet Sevgilisi Antinous

Roma İmparatoru Hadrianus’un hayalet sevgilisi, geçmişi çok eskilere dayanan efsanevi bir hayalet hikayesidir. Hadrianus, MS 117’den 138’e kadar Roma İmparatoru olarak hüküm sürdü. Yunan kültürüne olan sevgisi ve İngiltere’deki Hadrian Duvarı’nın inşası da dahil olmak üzere birçok inşaat projeleriyle tanınıyordu.

Efsaneye göre Hadrianus, MS 130 yılında Mısır’a yaptığı bir gezi sırasında sevgilisi Antinous, Nil Nehri’nde boğulmuştur. Bu olayın ardından Antinous’un hayaleti kendisine musallat olmuştur. Hadrianus, Antinous’un ölümüyle o kadar yıkılmıştı ki, Antinous’un heykellerinin yapılmasını ve Roma İmparatorluğu’nun her yerine yerleştirilmesini emretmiştir.

Xh8stK.png


Kederli Hadrianus’un seyahatleri sırasında Antinous’un hayaletini defalarca gördüğü anlatmıştır.

Hadrianus gördüğü Hayaleti melankolik bir ifadeye sahip genç bir adam şeklinde tanımlıyordu. Hadrianus’un Antinous’un hayaletiyle düzenli olarak konuştuğunu ve onu kurtaramadığı için af dilediğini anlatmıştır.

Hadrianus’un hayalet ile karşılaşması efsanesi resim, heykel ve edebiyat dahil birçok sanat eserine konu olmuştur. Hikâye sıklıkla sevginin ve kaybın sembolü olarak kullanılmış, bu da birçok kişinin sevdiklerimizin ruhlarının bizi gerçekten bırakıp bırakmadığını merak etmesine neden olmuştur.

3- Öbür Dünyada Tabak Saymak: Okiku’nun Hayaleti Efsanesi

Okiku’nun Hayaleti, Japonya’nın Edo dönemine (1603-1868) ait ünlü bir hayalet hikayesidir. Olay, Hyogo vilayetinde bulunan ünlü bir Japon kalesi olan Himeji’de geçiyor.

Efsaneye göre Okiku, kalede çalışan ve on değerli tabağın bakımından sorumlu olan hizmetçidir. Bir gün tabaklardan biri kaybolur ve bu da Okiku’nun hırsızlıkla suçlanmasına neden olur. Masum olduğu konusunda itirazlarına rağmen bu suçtan dolayı işkence görerek öldürülür.

Ölümünden sonra hayaletinin kaleye musallat olduğu ve dokuza ulaşana kadar tabakları tekrar tekrar saydığı söylenir. Dokuzuncu tabağı saydıktan sonra, tekrar saymaya başlamadan önce çaresizlik içinde feryat ettiği söylenir.

Xh8Itn.png


Okiku’nun hayaletinin hikayesi kabuki tiyatrosu, romanlar ve filmler de dahil olmak üzere birçok biçimde yeniden anlatılmıştır. Hikâye Japonya’da popüler bir efsane haline gelmiştir. Genellikle yanlış suçlamaların sonuçları ve insanlara adil davranmanın önemi hakkında uyarıcı bir hikâye olarak bilinir.

4- Uçan Hollandalının Laneti ve Sonsuz Yolculuğu

Uçan Hollandalının Hayaleti yüzyıllardır denizcilerin aklını başından almıştır. Bu efsanevi lanetli hayalet geminin, limana hiç ulaşamadan sonsuza dek denizlerde yol almaya mahkûm olduğu söylenir. Hikâyenin geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanır. Yıllar boyunca farklı çok biçimlerde yeniden anlatılmış ve her yeniden anlatım hikâyenin unutulmaz cazibesini daha da artırmıştır.

Denizcilik folkloruna göre Uçan Hollandalının Hollandalı kaptanı kibri ve küfürü nedeniyle lanetlendi. Bu lanet yüzünden gemi denizcilere ürkütücü ışıklar ve tuhaf seslerin eşlik ettiği bir hayalet gibi görünmeye başladı. Uçan Hollandalının mürettebatının sonsuza dek denizlerde yelken açmaya mahkum hayaletler ve diğer doğaüstü varlıklardan oluştuğu söyleniyor.

Xh8UM2.png


Uçan Hollandalı efsanesi edebiyat, müzik ve sinema dahil birçok sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. Uçan Hollandalının varlığını destekleyen hiçbir tarihsel kanıt olmasa da efsane yüzyıllarca varlığını sürdürmüş ve denizcilik folklorunun önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu da denizin büyük bir gizem ve korku uyandırma potansiyeline sahip olduğunun göstergesidir.

Mezarın Ötesinden Gelen Ürkütücü Çağrı

Bu hayaletlerin gerçek varlığını destekleyen çok az kanıt olsa da efsaneleri antik folklorun önemli bir parçası haline gelmiş ve tarih boyunca çeşitli şekillerde yeniden anlatılmıştır. Bu dört eski hayalet hikayesi, binlerce diğer efsanevi hayalet hikayesine ek olarak insanları büyülemeye devam ediyor ve doğaüstü olaylara dair merakımızı uyarmaya devam ediyor.

İster ibretlik hikâyeler ister aşk ve kayıp sembolleri olsunlar, kadim hayalet hikâyeleri hayal gücümüzü etkiler ve hem gizemli hem de doğaüstü olana dair merakımızı ateşler.
 
Geri
Üst Alt