Bir dedikodunun yol açtığı tahribat, örgüt psikolojinde “kaynakların korunması” olarak da biliniyor ve dedikodunun "duygusal tüketime" yol açtığını, çünkü çalışanların işteki enerjilerini incinmiş duyguları savuşturmak için kullandıklarını tahmin ediyor. İş yerine özgü olsa da, kaynakların korunması modeli, insanların kendi aile ve arkadaş ekosistemlerinde olumsuz dedikodulara nasıl tepki verdiğini anlamak için yararlı bir yaklaşım sağlayabilir.
Yapılan başka bir araştırmanın da ortaya koyduğu üzere, ahlaki dikkati düşük ve yoğun bir şekilde sosyal medyaya maruz kalan çalışanların iş verimliliğine karşı gelen davranışları en çok gösteren grup oluyor. Duygusal tükenme, dedikoduya maruz kalma ile verimsiz çalışma davranışları ise birbirine yol açan ve arttıran bir silsile olarak görülüyor. Yani orada olmayan biri hakkındaki bu zarar verici konuşmalar, etrafa yayılan zehirli bir virüs etkisi yaratıyor.
Ahlaki dikkat olarak tanımlanan, kişinin yaptıkları üzerine etik kaygılar duyması hali ise kişiye stresli durumlarla yüzleşmek için bir kaynak olarak yardımcı olabiliyor. Ahlaki dikkati yüksek olan insanlar, etik bir şekilde davranmak için kendi yeteneklerinde güç bulabildikleri için duygusal tükenmeden daha az etkileniyorlar.
Ahlaki dikkatinizi destekleyin: Saldırıya uğradığınızda bile ahlaki yüksek yolu seçmeye yemin ederseniz, intikam alma olasılığınız azalır ve ilişkilerinize daha az zarar verirsiniz.
Karakterinizin gücüyle gurur duyun: Yüksek ahlaki dikkat, her durumda sahip olunması gereken değerli bir kaynak olan özgüveninizi geliştirebilir.
Bu açıdan bakıldığında, olumsuz dedikoduların "okları", içsel esenlik duygunuz için ciddi tehditler yerine küçük hakaretler haline gelir. Bırakın küçük insanlar sizin hakkınızda dedikodu yapsın. Başka bir deyişle, bu onların sorunu, sizin değil.
Özetlemek gerekirse, dedikoduya maruz kalmak pek hoş bir deneyim değildir. Bununla birlikte, kendi kişisel ihtiyatlarınızın derinliklerine inerek, doyuma giden kendi içsel yolunuzu takip ederken bu dedikoduların sizi geçmesine izin verebilirsiniz.
Yapılan başka bir araştırmanın da ortaya koyduğu üzere, ahlaki dikkati düşük ve yoğun bir şekilde sosyal medyaya maruz kalan çalışanların iş verimliliğine karşı gelen davranışları en çok gösteren grup oluyor. Duygusal tükenme, dedikoduya maruz kalma ile verimsiz çalışma davranışları ise birbirine yol açan ve arttıran bir silsile olarak görülüyor. Yani orada olmayan biri hakkındaki bu zarar verici konuşmalar, etrafa yayılan zehirli bir virüs etkisi yaratıyor.
Ahlaki dikkat olarak tanımlanan, kişinin yaptıkları üzerine etik kaygılar duyması hali ise kişiye stresli durumlarla yüzleşmek için bir kaynak olarak yardımcı olabiliyor. Ahlaki dikkati yüksek olan insanlar, etik bir şekilde davranmak için kendi yeteneklerinde güç bulabildikleri için duygusal tükenmeden daha az etkileniyorlar.
Kendinizi dedikodudan koruyun!
Bu 2 temel strateji, dedikodunun sizi aşağı çekme yeteneğine karşı aşılamanıza yardımcı olabilir:Ahlaki dikkatinizi destekleyin: Saldırıya uğradığınızda bile ahlaki yüksek yolu seçmeye yemin ederseniz, intikam alma olasılığınız azalır ve ilişkilerinize daha az zarar verirsiniz.
Karakterinizin gücüyle gurur duyun: Yüksek ahlaki dikkat, her durumda sahip olunması gereken değerli bir kaynak olan özgüveninizi geliştirebilir.
Bu açıdan bakıldığında, olumsuz dedikoduların "okları", içsel esenlik duygunuz için ciddi tehditler yerine küçük hakaretler haline gelir. Bırakın küçük insanlar sizin hakkınızda dedikodu yapsın. Başka bir deyişle, bu onların sorunu, sizin değil.
Özetlemek gerekirse, dedikoduya maruz kalmak pek hoş bir deneyim değildir. Bununla birlikte, kendi kişisel ihtiyatlarınızın derinliklerine inerek, doyuma giden kendi içsel yolunuzu takip ederken bu dedikoduların sizi geçmesine izin verebilirsiniz.